Anneler Günü

Anneler Günü, anneleri anmak ve onurlandırmak amacıyla tüm dünyada farklı zamanlarda kutlanan özel gün.

Anneler günü, anneleri onurlandıran özel bir gündür. Değişik günlerde ve değişik ülkelerde kutlanır. Bu günde anneler çeşitli hediyeler alır.[1]Bu günü farklı ülkelerdeki insanlar yılın farklı günlerinde kutlarlar.

Anneler günü geleneği, Antik Yunanların Yunan mitolojisindeki pek çok tanrı ve tanrıçanın annesi olan Rhea onuruna verdikleri yıllık ilkbahar festivali kutlamalarıyla başlar. Antik Romalılar da ilkbahar festivallerini İsa'nın doğumundan 250 yıl öncesinden ana tanrıça Kibele onuruna kutluyorlardı.

ABD'de Anna Jarvis'in kaybettiği kendi annesi için 1908 yılında başlattığı anma günü, 1914 yılında Kongrenin onayıyla Amerika çapında genişledi. Mayıs ayının ikinci pazar günü Anneler Günü’dür. Anneler Günü evrensel bir gündür. Dünyada milyonlarca ana bugün çocukları tarafından sevgi ve saygı ile anılır.

Anneler Günü ülkemizde 1955 yılından bu yana kutlanıyor. Türk Kadınlar Birliği ülkemizde her yıl çocukları için büyük fedakarlığa katla­nan annelerden birini yılın annesi seçer. Yılın annesinin kişiliğinde tüm annelere iyi dilekler sunulur

Mayıs Ayının ikinci Pazar günü bir çok ülke tarafında “Anneler Günü” olarak kutlanır. Bazı ülkelerde ise anneler gününün kutlanma tarihleri farklıdır. Geçmiş çağlarda da anneler günü niteliğinde bazı kutlamalar yapılıyordu. Örneğin pagan inanışına sahip Romalılar doğurganlık tanrıçası Kibele (Bir nevi annelik tanrıçası) adına anma törenleri yapıyorlardı. Aynı şekilde antik Yunanlılar tanrıların annesi kabul edilen Rhea adına kutlama törenleri düzenliyorlardı. Günümüz anneler günü kutlamaları ABD’de kongrenin aldığı bir kararla olmuştur. AnnaJarvis adındaki bir kişi ölen annesi için her yıl anma toplantıları düzenliyordu. Bu davranış biçimi Amerika Birleşik Devletleri çapına yayılınca kongre de bu günü özel bir güne dönüştürmeye karar verdi.

Annelerin özel olduğu, bizi dünyaya getiren annelerimiz ne kadar ansak, onları sevindirmek için ne kadar hediye alsak onların haklarını ödeyemeyeceğimiz açıktır. Bununla birlikte ABD’nin böyle bir günü “Anneler Günü” ilan etmesinin ekonomiyi canlandırma amaçlı olduğu bilinmektedir. Anneler günü gibi bir çok gün hediye alma vesilesiyle tüketimi artırmak için belirlenmiştir. Bu taktiğin işe yaradığı görülmektedir.

Esasen yıl boyu anne babalarını ihmal eden, bayramlarda onları ziyaret etmek yerine tatile giden, hasta olduğunda, bir ihtiyacı olduğunda arayıp sormayan ihmal kişiler için anneler günü güzel bir günah çıkarma vesilesidir. Aynı şekilde tüm cinsiyet ayrımcılığı, kadına şiddet ve kadın hakları çiğnenmesi vakalarının kefaretinin mikser veya cep telefonu, ya da TV programlarında atıfta bulunmayla ödenebileceği zannedenler için bir fırsattır. Sizce de bizi dünyaya getiren, bakıp büyüten, şefkatini esirgemeyen , yaşadığı müddet kendinden çok evlatlarını düşünen annelere bir günlük saltanat tanınması garip gelmiyor mu ? “Ağlarsa anam ağlar” dediğimiz annelerimiz yılın her günü ilgi ve şefkati hak etmiyorlar mı?

Yine de anneler günü bu konuda aklımıza başımıza getirmek için bir fırsat olabilir. Anneler en çok yavrularının kendi hazırladıkları minik hediyelere değer verirler. Sıradan alışverişte de alınabilecek, tencere, tava veya çanta gibi hediyeler yerine, elleriyle toplanmış bir buket çiçek veya yalnızca “Seni seviyorum” denilerek yanağa kondurulan bir busenin manevi değeri çok daha fazladır.

Dinimizce kişi üzerinde en fazla hak sahibi olan kişi annedir. Daha sonra da baba gelir. Anne babalarına hürmet göstermeyen, taleplerine “off” bile olsa tepkiler verilen kişilerin Cehenneme gideceği bildirilmiştir.

Hal böyle iken üzerimizde en dazla hakkı olan annelerimize acaba gereken önemi gösterebiliyor muyuz ? Anneler günü bunları düşünmek için bir fırsat olmalıdır. Daha doğrusu anneler günü her gün, her dakika, her saat olmalıdır. Babalar da bu önemli günde eşlerine hediyeler verirler. Hediyeleşmek sünnet olduğu gibi eşler arasında hediye alış verişi bağlılığı artıracaktır. Bu günde verilen bir hediyenin asla bir kabahatin kefareti olmaması gerektiği unutulmamalıdır.